YOL AYRIMI

Gavin Francis adlı bir doktor tarafından kaleme alınan İnsan Vücuduna Seyahat, anatomi kitaplarındaki sıralamayı birebir uygulayarak, vücudumuzu baştan sona –yani beyinden ayağa kadar- detaylı bir şekilde anlatma çabası içinde bulunuyor. Francis kitabının içeriğindeki sıralamayı anatomi kitaplarına göre yaparken, anlatımını o kitapların içinde bulunan teknik detaylar veya sadece tıp alanı içerisinde bulunanların anlayacağı bir dil ile gerçekleştirmiyor. Oldukça sade bir dil oluşturmaya gayret ederek, okuyucularının insan vücudunun sonsuzluğunda kaybolmasına izin vermeyerek, onların kafasına ulaştırmak istediği bilgileri yavaşça zerk ediyor. Kitabın içerisinde beyin, akciğerler, kalp, bağırsak, karaciğerin yanında daha pek çok organ ve uzvumuz hakkında bilgiler bulabilirken, bu bilgiler salt organların ve uzuvların işlevlerinden bahseden bilgiler kesinlikle değiller. Bunların işlevlerinin yanında bu organların ve uzuvların insanlık tarihinde şiir, edebiyat, resim, felsefe, ast...

'70 yıllardan 2000'lerin başına kadar olan dönemde, sinemadaki macera filmleri, insanları oldukça eğlendiriyordu. Sinemada vizyon süresi geçen filmler belli bir zamandan sonra televizyonda yayınlanmaya başlıyordu ve bu durum filmlerin büyük kitlelere ulaşmasına olanak tanıyordu. Macera filmleri de televizyonda yayınlanan filmler arasında en rağbet görenleri idi. Çocuğundan yaşlısına, kadınından erkeğine bütün bir toplum akşam olduktan sonra televizyon karşısına geçip, yayına sokulan macera filmlerini keyifle izliyorlardı. Macera filmlerinin gelişim hikayesinin insanın ilerleyişi ile bir ilgisi de olabilir. Şimdi her şey yerine oturmaya ve durağanlaşmaya başladı. Eski heyecan insanlar da yok. Ne olursa olsun, hangi olay meydana gelirse gelsin insanlar artık heyecanlanmıyor. Dört gözle ve uzunca süreler beklenilen olaylar hemen karşınızda olabiliyor, ihtiyaçlarınız hemen karşılanabiliyor ve günümüzde hız tuşuna basılmış gibi aniden geçip giden hayatın içinde çoğu şey sırada...

Bu yazıdaki bilgilerin bir çoğu “Jeff Bezos ve Amazon Çağı” kitabından yararlanılarak yazılmıştır. Her teknoloji şirketi gibi Amazon’da diğer teknoloji şirketlerini kendine rakip olarak görmekte ve rakiplerinin en büyüğü büyük olasılıkla Google. Son çıkan habere göre Google, bir diğer büyük perakende zinciri olan Walmart ile Amazon’un önünü kesmek için bir anlaşmaya vardıklarını belirtiyor:  https://www.blog.google/products/assistant/shop-walmart-and-more-your-favorite-stores-faster/ Evet, iki rakip şirketin karşılaştırmasına dönersek; Google aileden zengin bir çocuk profilinde kendini gösteriyor diyebiliriz. Doğduğundan beri sevilen ve saygı duyulan, bir dediği iki edilmeyen hiperaktif ve aynı zamanda karizmatik bir çocuk. Tabii ki şirketin kurulduğu günden bugünlere kadar baş etmek zorunda kaldığı problemler olmuş olabilir fakat bunları tereyağından kıl çeker gibi halletmiştir diyebiliriz. Ve Google’ın baş ettiği problemleri Amazon’un bugüne kadar üstesinden g...

1) YOREKOK Lafını esirgemeyen ve tam gediğine koyan, sivri dili ve zekası ile YouTube’un asi kanalı Yorekok. Düalist bir açıdan baktığımızda her şeyin iyi ve kötü özellikleri olduğunu biliyoruz. Dünyanın Google’dan sonra gelen ikinci büyük arama motoru olan YouTube’u da bu bakış açısından ayrı tutamayız. Yorekok işte YouTube’un bu kötü tarafına ışık tutuyor. Yabancı bir YouTube kanalı olan LeafyIsHere ’dan esinlenerek kendisinin yüzünü göstermeden –son zamanlarda yüzünü fazlası ile görüyoruz-  sadece oyunlardan kesitler sunarak eleştirilerini YouTube Türkiye’nin her yanına yayıyor. YouTube içerisinde gelişen saçmalıklara, kanal sahiplerinin abone kasacağım diye kendilerini rezil etmelerine, yaptıkları saçmalıklar ile kendilerini rezil ederlerken bunları mükemmel işlermiş gibi gösterip gençleri etkilemesine dayanamıyor Yorekok. İşte bunlara dayanamayan Yorekok, CüneytArkın ’ın filmlerinde yaptığı gibi önüne gelene tokatını çarpıyor ve YouTube Türkiye mecrasında az da olsa...

5 aylık uzun bir kitap okumama döneminin ardından kitapçıya girip elime attığım ilk kitap ile birlikte dışarıya çıktım. Aldığım kitap, Sait Faik Abasıyanık'ın Mahalle Kahvesi adlı, içinde 15 tane öykü bulunan kitabı idi. Sait Faik'in kitaplarını okurken her zaman içimde bir rahatlık hissi oluşagelmiştir. Belki de uzun kitap okumama döneminin ardından direkt olarak Sait Faik kitabı almam bu yüzden kaynaklıdır. Sait Faik hikâyelerinde yeri geldiğinde ne kadar zor konular işlese de benim açımdan okuyucuyu yormuyor ve ne kadar kısa yazarsa yazsın, okuyucu o kısacık hikayelerin içinden kendine birçok şey çıkartmayı ve üzerine düşünmeyi başarabiliyor. Her kitabındaki her hikayesinde büyük insanlara değil küçük insanlara yani sokakta, mahallede, iş yerinde hayatın her alanında karşımıza çıkabilecek ve karşımıza çıktıklarında hiç de yabancılık çekmeyeceğimiz insanlara dokunuyor, onların -belki de çoğu kişi tarafından anlatılmaya değer görülmeyen- hikayelerini büyük bir us...