BEN ROBOT


Ex Machina filmindeki jel beyin

·       Robotlar, insanlara zarar veremez ya da eylemsiz kalarak onlara zarar gelmesine göz yumamaz.
·       Robotlar, Birinci Kanun’la çakışmadığı sürece insanlar tarafından verilen emirlere itaat etmek zorundadır.
·       Robotlar, Birinci ya da İkinci Kanun’la çakışmadığı sürece kendi varlıklarını korumak zorundadır.

Çok büyük bir ihtimalle bu Kanunlara aşinasınızdır. Robotlar veya yapay zeka konusunu işleyen herhangi bir film, dizi veya hikayede bu Kanunlara tamamen veya ucundan da olsa değinilir. Kendisi de bir bilim insanı olan ve ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov tarafından oluşturulan bu Kanunlar, robotların var oluş amaçlarını açıklamak ve onların davranışlarına bir sınırlama getirmek üzerine kurulmuştur.


Asimov’un yazdığı hikayelerden oluşan ve kendisinin en ünlü kitabı olan Ben Robot, bu Kanunlar çerçevesinde robotlar ve insanlar arasında gerçekleşen etkileşimleri sunuyor. Hikayelerin çoğunluğunda ana karakter olarak karşımıza çıkan ve bir robopsikolog olan Susan Calvin’in bu Kanunlar ile ortaya çıkan problemleri yine bu Kanunlar ile çözmeye çalışma çabalarını okuyoruz.



Ben Robot içinde barındırdığı bütün hikayeleri ile başından sonuna kadar soru sorduran bir kitap olma özelliğini taşıyor. İnsanların geleceği, insanların robotlar karşısındaki durumları, insan ve robot etkileşimleri, insanların ve robotların varoluş amaçları ve gelecekte kazanan kim olacak gibi sorular her zaman üzerinde düşündüğünüz konular oluyor.

Yukarıda da bahsettiğim gibi kitapta üç tane Robot Kanunu var. Ve robotların bütün eylemleri bu kanunlar çerçevesinde şekilleniyor. Yani bu kanunlara robotların ahlak değerleri de denilebilir. Her bir robot farklı bir amaca hizmet etmek için üretiliyor ve farklı amaçlar ile bu kuralların her birleşiminde ortaya farklı davranışlar ve sonuçlar çıkıyor. Daha iyi anlaşılabilmesi için insanlar üzerinden örneklendirirsem, yetiştirilen ortam ve ahlak değerlerinin birleşimi sonucunda insanın gösterdiği davranışlar da denilebilir.

Robotların ve insanların ilişkilerinde insana özgü durumlar ortaya çıkıyor. Yeri geldiğinde insanlar, robotların robot olduklarını unutup sanki onlar birer insanmış gibi tepki verebiliyorlar. Onlara karşı yalancı veya salak gibi ifadeleri kullanabiliyorlar. Onlara karşı tepkilerini çoğunlukla kontrol edemiyorlar.

Kitabın içindeki bütün hikayelerde insanlar, robotlara göre aksiyonlar alıyorlar. Robotların neden olduğu bir sorun karşısında ilk başta ne yapacaklarını bilemiyorlar. Sorunları çözmek için ise sürekli Robot Kanunları’na başvuruyorlar. Ve her hikayede gittikçe gelişen robotlar var. Onların düşünce yapılarını anlamak ve iletişim kurmak içinden çıkılması daha zorlu bir hale dönüşüyor.



Robotların pozitronik(bütün akıl almaz işlemler orada gerçekleşiyor ve Ex Machine filminde jel kıvamındaki beyine benzetilebilir) beyinlerine işlenmiş kurallar, -bir diğer deyişle ahlakları- değişime uğradığında düşüncelerinde ve davranışlarında da dengesizlikler meydana geliyor. İnsanlardan ne farkları var öyleyse peki?


Ex Machina filmindeki jel beyin


İnsanlar gerçekten zeki ve mantıklı bir robot yaptıklarında, robotlar insanları sorgulamaya başlayacaklardır. (Kitaptaki "Mantık" adındaki hikaye bu konu üzerine odaklanır.) Ve onları düşük canlılar hatta köle olarak göreceklerdir. Peki insanların böyle yetenekli bir robot yapacak kadar yol kat etmeleri ne olacak? Bütün ilerleme boşuna mıydı yani? İnsan bir Tanrı konumuna yükselmiyor mu? Yoksa Nietzsche’nin meşhur sözü olan “Tanrı öldü!”, “İnsan Öldü!” sözüne mi dönüşecek?



İnceleyebileceğiniz bir diğer kaynak:

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En İyi 5 YouTube TÜRKİYE Kanalı

AMERICAN GODS

DOĞU'NUN LİMANLARI - AMİN MAALOUF