THEY LIVE (YAŞIYORLAR)

they live yaşıyorlar


They Live(Yaşıyorlar), senaristliğini ve yönetmenliğini John Carpenter’ın yaptığı 1988 yapımı popüler kültüre mal olmuş bir film. Filmin hikayesi, şehre yeni gelen Nada(Rody Piper) adındaki bir adamın özel olarak tasarlanmış bir gözlük sayesinde çevresindeki dünyanın gerçekliğinin farkına varmasını konu ediniyor.

Gözlük, alışık olduğu dünyanın altında bambaşka bir dünyanın –gerçek olan dünyanın- varlığını gözlerinin önüne seriyor. Bu gerçek olan dünyada insanların algılarına hitap eden her şey, onları bir eyleme iten mesajlardan oluşuyor. Bunlar bir diğer deyişle, subliminal mesajlar ve insanlar bu mesajları algıladıkları halde gerçekten orada olduklarını göremiyorlar. Bütün mesajlar onların bilinçaltlarına oynuyor.

Bu mesajlar, her gün gördüğümüz reklam panolarında, okuduğumuz dergilerde ve gazetelerde, izlediğimiz filmlerde kendilerini gösteriyor. Yani hayatın her alanında karşımıza çıkıyorlar.


they live yaşıyorlar


  • CONSUME(TÜKET)
  • BUY(SATIN AL)
  • NO THOUGHT(DÜŞÜNME)
  • OBEY (İTAAT ET)
  • MARRY AND REPRODUCE (EVLEN VE YENİDEN ÜRET)
  • DO NOT QUESTION AUTHORITY (OTORİTEYİ SORGULAMA)
  • THIS IS YOUR GOD (BU SENİN TANRIN) Paranın üzerinde yazıyor.

they live yaşıyorlar


Nada’nın çevresinde baktığı her şey, biz farkında olmadan, bilinçaltımıza bu mesajları empoze ediyor. Bu mesajları empoze edenler de film içerisinde uzaylılar olarak gösteriliyor. (Aslında normal insan olarak görünüyorlar fakat gözlük ile bakıldığı zaman uzaylı oldukları anlaşılıyor.)

they live yaşıyorlar


Filmin içerisindeki bütün bu fikirleri ve mesajları gerçek hayata uyguladığımızda ise They Live bize, bu mesajların üzerimize her gün ve her yerde reklam bombardımanları ile zaten sürekli olarak boca edildiğini söylüyor. Ve bunları yapanlar da filmdeki gibi uzaylılar değil, su götürmez bir gerçek olan ve sadece kendi karlarını düşünen şirketler ve politikacılar.



Filmin gerçekten çok iyi bir fikri var. Fakat bu fikir oldukça basit bir şekilde anlatılmış. Ayrıca Nada karakterine de bir derinlik katılmaya çalışılmış fakat bu da çok basit kalıyor. Belki de John Carpenter bu şekilde olmasını istemiştir. Bilemeyiz. Çünkü film ne derdi varsa lafını dolandırmadan söylüyor ve izleyicilerin kafasında soru işareti bırakmıyor.


Son bir söz olarak Nada, İspanyolca’da “hiç” anlamına gelmektedir. Saçma gelebilir ama uzaylıların bütün düzeni Nada sayesinde sona eriyor. Ve insanlar her şeyin farkına varıyor. Yani uzaylıların bütün düzenleri büyük bir ihtimalle bir hiç olarak gördükleri insanlardan biri olan Nada tarafından altüst ediliyor.



they live yaşıyorlar
İlk sahne graffitilerle dolu bir duvar. Karmaşıklığı vurguluyor.



İkinci sahne gökdelenlere, iş merkezlerine vurgu yapılıyor.



Üçüncü sahne, rahibin söylemi. Rahibin kör olması ironi. Kör olmasına rağmen gerçekleri görebiliyor.
Seni aldatmak için dillerini kullanıyorlar. Zehir dudakları üzerinde. Ağızları, acı ve lanetlerle dolu. Gözlerinde Tanrı korkusunda eser yok. Liderlerimizin kalplerini ve beyinlerini aldılar. Zengini ve güçlüyü yanlarına aldılar. Gerçeği görmememiz için bizi kör ettiler. İnsan ruhu baştan çıkarıldı. Neden aç gözlülüğe tapınıyoruz? Çünkü görüş sınırlarımızın dışında bizi onlar besliyor. En yüksektekilere kadar, doğumdan ölüme kadar, onlar bizim sahiplerimiz. Bize sahipler. Bizi kontrol ediyorlar. Onlar bizim efendilerimiz. Uyanın! Onların hepsi etrafınızda.




 Dördüncü sahne, televizyona hiptonize olmuş gibi bakan adam




Beşinci sahnede, televizyon izlerken yaşadıklarını dile getiren kadın





Altıncı sahne, televizyondaki yayını bölen ve gerçekleri söyleyen adam



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

En İyi 5 YouTube TÜRKİYE Kanalı

AMERICAN GODS

DOĞU'NUN LİMANLARI - AMİN MAALOUF